B.H.: Sayın Mustafa Bey, öncelikle Boğazlıyan ilçemize hoş geldiniz, iyi ki geldiniz ve bizlerin gururu oldunuz. Antakya’nın Seçkin İkramı olan künefeyi, hem Türkiye’ye hem de dünya ülkelerine sevdirdiniz. Türkiye’de ilk kez bu kadar modern, bu kadar hijyene sahip bir tesis kurma düşünceniz ne zaman başladı. Oysa ki, Tekstil Mühendisi olmanız hasebiyle tekstil alanında yatırım yapmanız gerekirken, künefeyi bir marka haline getirdiniz. Künefeye olan bu sevgi nasıl oluştu ve nerede başladı?
Hatay Antakya 1984 doğumluyum. Tekstil mühendisliği okudum. İplik bulamayınca kadayıfları dokudum. Baba mesleğini geliştirmeye, üretmeye devam edelim dedik. Babam Antakya’nın eski esnaflarından. Peynir, tereyağı ve tel kadayıfı yapardı. İnsanlar gelir malzemesini alır künefesini evde kendisi yapardı. Böyle bir geçmişimiz var. Doğduk künefenin içinde, büyüdük künefenin içinde. Haftanın yedi günü evde künefe yerdik. Malzeme artınca babam akşam eve getirirdi. Hemen birimiz yapar, bizlerde yerdik.
Bunu biz üniversiteden sonra büyükşehirlere dondurulmuş porsiyon olarak geliştirdik. Türkiye’de ilk olarak biz gerçekleştirdik. Üretimini yaptık, yavaş yavaş restourant, cafe hepsini tek tek dolaştık derken bugün Allah’a şükür Türkiye geneli on bini aşkın restaurant, cafe, otel gibi noktalarda ürünümüz satılıyor. Yaklaşık 30 ülkeye ihracat yapıyoruz. 
Boğazlıyan Fuat Oktay Organize Sanayi Bölgesi’ne fabrika kurma fikri nasıl gelişti. Bu sürece kadar üretmiş olduğunuz ürünleri 10 binlerce noktaya ulaştırmayı başarmanın yanında, bu kadar çeşidinin üretimini nasıl gerçekleştiriyorsunuz?
Tüm bu üretimleri şöyle gerçekleştiriyoruz. Bizim tesise; un, süt, yağ, şeker giriyor, künefe, kadayıf çeşitleri ve katmer gibi tatlı olarak çıkıyor. Peyniri de tereyağını da kendimiz üretiyoruz. Bunların hepsi aynı tesiste üretiliyor. 
Tabii bu geldiğimiz nokta Boğazlıyan’da tek tesis oldu. Öncesinde bu tesisler İstanbul’da ayrı noktalardaydı. Biz bunu Boğazlıyan’da birleştirdik. Aklımızda Boğazlıyan’a bir tesis kurmak asla yoktu, düşünmedik de. Ta ki, karşımıza Boğazlıyan Belediye Başkanı Gökhan Coşar çıkana kadar. Kendisiyle ortak dost aracılığıyla tanışmış olduk. Kendisi bizim böyle bir fikrimizin olduğunu duydu ve inatla davet etti. Gelin bu işi Boğazlıyan Fuat Oktay Organize Sanayi Bölgesi’nde yapalım dedi. Biz Antakya’da yapmadık, Boğazlıyan’da nasıl yapacağız dedik. Yani 6 ay psikolojik kabullenme sürecimiz oldu ama burada Gökhan Başkan’ımızın verdiği destek, özgüven, enerji çok önemliydi bu yatırımın Boğazlıyan’a gelmesi noktasında. Elbetteki Yozgatlı dostlarımız vardı, sevdiğimiz arkadaşlarımız vardı. Gökhan Başkanımızla tanışmamıza vesile olan dostumuz vardı ama böylesine bir yatırımı buraya taşımak muhakkak ki o bölgenin Belediye Başkanı, yetkili merciinin özverisiydi, güveniydi, enerjisiydi.
Buraya geldik, yatırımıza başladık ve tamamlayarak üretime geçtik. Burada haklı gururumuz da var. Çünkü bizi görerek diğer yatırımcılar da bundan cesaretlendiler, enerji aldılar. Demek ki, Fuat Oktay Organize Sanayi Bölgesi’ne gerçek bir firma yatırım yapmış, demek ki, altyapı, doğalgaz, elektrik var buraya yatırım yapılır deyip onların da hem düşünceleri, hem projeleri hızlandı. 
Böyle olmasının da bize sağladığı ayrı bir gurur var, keyif var. Sağ olsun Başkanımızın da ilk olmamızın sebebiyle de verdiği destek çok büyük. 
Asi Künefeleri fabrikasının üretime geçmesiyle birlikte Boğazlıyan’da neler değişecek?
Boğazlıyan’da bizle beraber ve diğer işletmelerin faaliyete geçmesiyle beraber çok şey değişecek. Ekonomik alanda, sosyal alanda, kültürel alanında ve iletişim noktasında birçok şey değişecek. Mesela biz 120 personelle başladık bunların çoğunluğu bayan. Çoğunda bir fabrikada çalışma kültürü yok. Yani belli bir saatte girme, belli bir saatte çıkma, belli bir saatte molaları, kendi aralarındaki iletişimler, uyumlar, iş yeri görgü gereği bunların bir çoğuna yabancılar. Bu bir kültür bir süreç. Bayan olması hasebiyle aile ekonomileri gelişecek, dolayısıyla daha rahat bir geçim, daha rahat bir ortam yakalayacaklar. Yani buradan baktığımız zaman benim özelimde diğer fabrikalar da devreye girdiğinde çok büyük bir katkı olacaktır Boğazlıyan için. 
Bu çalışanlar ve üretim kısmıydı. Bizim ayrıca bölgeden tedarik ettiğimiz hammaddeler var. Bunlar başta süt. Günlük 30 tona yakın süt tedarik ediyoruz. Bu her geçen gün artacaktır. Dolayısıyla köylüler, girişimciler süt hayvancılığına yönelmeye başlayacaktır. Bölgede şeker fabrikası yanı başımızda. Buradan şekerimizi alıyoruz. Yeteri kadar buğday çeşitleri var. Unumuzu buradan tedarik etmeye başlayacağız. Hammadde noktasında da bölge bizim için hem yeterli hem kaliteli hammadde ve yakın kaynak. Bu noktada da bölge bizim için değerli bir noktaya geçti. 
İlk yatırıma başladığımdan ve bitirdiğim bugüne kadar açıkçası düşüncelerim hep pozitif yönde ilerledi ve keşke olmasaydı diyeceğim hususlar iyikiye doğru yöneldi. Birkaç yıl sonra da sanki böyle iyiki de buraya gelmişiz, iyi ki buraya yatırım yapmışızı çok net bir şekilde söyleyeceğimi görüyorum.
Şu anda hangi ürünlerin üretimi yapılıyor?
İlk üretimimizi gerçekleştirdik. İstanbul’daki depolarımıza gitti ve oradan dağıtımları yapılacak. Ana ürünümüz künefe, katmer, bir de tel kadayıf diye tarif ettiğimiz kadayıf çeşidi tatlılarımız, tel kadayıfı çiğ olarak paketlenmiş satıyoruz. Süt bölümünde kendi peynirimizi, tereyağımızı yapıyoruz. Ayrıca özel pidelik kaşar, restaurantlara yönelik tereyağı, böreklik peynir gibi ara tüketiciye, yani endüstriyel pazara yönelik spesifik üretimler yapıyoruz.
Bu şu an başlangıç seviyesinde diyebiliriz. Her geçen gün daha da ilerleyecek ve artacaktır.
Boğazlıyan başta olmak üzere bölge halkı ürettiğiniz kadayıfları, tatlıları tatma imkanı bulabilecek mi? 
Fabrikamızın önüne, yol kenarına dinlenme tesisi gibi, dinleneceği, çayını içeceği, kadayıfımızın tadına bakacağı, ayrıca diğer ürünleri satacağımız fabrika satış mağazası yapacağız.
Hatay denince künefe, künefe denince de ilk akla Asi Künefeleri geliyor. Bu konuda size, “Hatay’ın fahri tanıtım elçisi” diyebiliriz. Üretim ve satış noktaları tamam. Peki bundan sonraki hedefinizde neler var?
Hedefimiz künefede özellikle burada Hataylı olmamdan kaynaklı künefenin fahri tanıtım elçiliği görevi görüyorum kendimde. Bu bağlamda tüm dünyaya künefeyi göndermek istiyorum. Zaten bunu Türkiye’de bilmeyen ilimiz kalmadı. Ki, Boğazlıyan’a fabrikasını getirdiğimizden de görüyoruz. Dünyaya da bir çok ülkeye sokabilir ve tanıtabilirsek, kaliteli bir künefeyi anlatabilirsek bu benim için nihai bir hedefimdir. Bunun haricinde tabii istihdamı, ihracatı artırmak, bölgenin değerli hammaddelerini kar marşı yüksek bir hale dönüştürmek buradaki hedefimiz. 
Belediye Başkanımız nezdinde diğer yatırımcılara nasıl bir mesaj vermek istersiniz?
Değerli Başkanım o mesajı çok çok çok çok fazla verdi, gösterdi. Yani burada somut bir örnek var. Talep de fazla. Burada artık kalan iş yatırımcıda, girişimcide. Başkanım yapacağı her şeyi yaptı, yapıyor da. Biz de elimizden geleni yaptık. Gelecek yatırımcılara da her türlü destek noktasında, fikir noktasında yardımcı olmaya hazırız.
Burada biz her ne kadar Başkan beyin çevre, yönetim büyüklerimizin desteğinden bahsetsek de arka plandaki gizli kahramanlarımız var. Bunlardan birisi de Olcaytuğ Orhan Bey. Ona da buradan çok teşekkürlerimi iletiyorum. İyi ki varlar, iyiki bizle beraber çalışıyorlar, destek veriyorlar, yol gösteriyorlar. Sağ olsunlar tüm işlerimizi çözüyorlar.